Av. Zekiye Kuşgöz | FAZLA MESAİNİN İSPATINDA İŞÇİ İLE AYNI İŞYERİNDE ÇALIŞMAYAN TANIĞIN BEYANI
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
16809
post-template-default,single,single-post,postid-16809,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

FAZLA MESAİNİN İSPATINDA İŞÇİ İLE AYNI İŞYERİNDE ÇALIŞMAYAN TANIĞIN BEYANI

FAZLA MESAİNİN İSPATINDA İŞÇİ İLE AYNI İŞYERİNDE ÇALIŞMAYAN TANIĞIN BEYANI

Öncelikle fazla mesai alacağının tanımı ile başlamak gerekirse,

​​”Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dâhilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir” . Burada dikkat edilmesi gereken husus, fazla mesai haftalık 45 saati aşan çalışmadır. Fazla sürelerle çalışma ise, iş sözleşmesi ile haftalık 45 saatin altında belirlenen çalışma süresinin aşılmasıdır.

Fazla mesainin ispatında işçi ile aynı işyerinde çalışmayan tanığın beyanlarına itibar edilemez. Yargıtay’ın emsal içtihatları da bu yöndedir. İşyerindeki çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesine imkan bulunmayan tanıkların beyanları fazla mesai alacağının hesaplanmasında dikkate alınmaz.

Fazla çalışma  alacağı olduğunu iddia eden işçi, bu hususu tanık ile ispatlayabilmektedir. Ancak bu tanıkların, işçi ile aynı işyerinde çalışan, çalışma koşullarını bilen ve işçi ile aynı sürelerde çalışmış olması gereklidir.

Yargıtay; aynı işyerinde çalışan işçilerin birbirlerine yapmış olduğu tanıklıkta dahi aynı dönemde çalışmış olma koşulunu aramaktadır. Salt bir dönem aynı işyerinde çalışılmış olmasını dahi fazla mesainin ispatında yeterli görmemekte, fazla mesai alacağı taleplerinde birlikte çalışılan süre yönünden taleplerin kabulüne karar verilmesi görüşünü benimsemiştir.

Bu hususta örnek olabilecek bazı Yargıtay kararları şu şekildedir:

Yargıtay 22. HD. 2015/14629 E. 2017/100 K. 16.01.2017 T.
“İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Davacının fazla çalışmasını ispatlamak üzere dinlettiği tanıklar işyerinde çalışmayan ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olmayan kişilerdir. Bu sebeple davacı tarafından fazla çalışma olgusunun ispatlanamadığı göz ardı edilerek fazla çalışma alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.”

Yargıtay 22. HD. 2015/14646 E. 2017/127 K. 16.01.2017 T.
“…Davacının anılan alacaklarının, davalı işyerinde çalışmayan davacının çalışma düzeni hakkında somut ve objektif bilgi sahibi olması beklenemeyecek tanık beyanlarına göre belirlendiği, söz konusu tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceği gözetilmeksizin, davacının tüm hizmet süresince bu tanık beyanlarına göre fazla mesai talebini ispat ettiği kabulü hatalı olup fazla çalışma alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 7. HD. 2013/14325 E. , 2014/3744 K. 29.01.2013 T.
“…Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.”

Yargıtay 9 HD. 2015/31428 E. , 2019/2594 K. 04.02.2019 T.

“..Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazlaçalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirttikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.”