Av. Zekiye Kuşgöz | ALDATAN EŞ NAFAKA ALABİLİR Mİ?
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
17037
post-template-default,single,single-post,postid-17037,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

ALDATAN EŞ NAFAKA ALABİLİR Mİ?

ALDATAN EŞ NAFAKA ALABİLİR Mİ?

Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davaları,  uygulamada en çok karşılaşılan boşanma davalarındandır.

Bu sebeple açılan boşanma davalarında “aldatan eş nafaka alabilir mi” sorusu sıklıkla gündeme gelmektedir.

Ağır Kusurlu Olan ve Aldatan Eş Nafaka Alamaz

Aldatma (zina) nedeniyle açılan boşanma davalarında, aldatan eşin nafaka alma durumu oldukça zordur.

Boşanma davalarında aldatan eş, karşı tarafa göre AĞIR KUSURLU sayılması nedeniyle tazminat ya da nafaka alamamaktadır. Bu durum aldatılan eşin alabileceği bir hak olmaktadır. Aldatılan eş, bu hususu Mahkemede ispatlarsa aldatan eşe nafaka ödemekten kurtulacağı gibi, kendisi lehine nafaka ve tazminat talep edebilecektir.

Aldatılan eşin, aldatıldığını çeşitli ispat yollarıyla  mahkemede ortaya koyabilmesi önemlidir. “Aldatan eş nafaka alabilir mi ” sorusuna verilecek cevap da, aldatmanın Mahkeme huzurundaki ispatına göre değişecektir. Aldatılan eş, bu hususta gerekli delilleri sunarak aldatan eşin ağır kusurunu ispat edemez ise nafaka ödemek zorunda kalabilecektir. Bu tür boşanma davalarının takibinde hak kaybının önlenmesi için, alanında uzman bir avukatın desteğine başvurulması önemlidir.

Yargıtay 2. HD., E. 2018/7945 K. 2019/6173 T. 16.5.2019

DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince 22.06.2017 tarihli karar ile tarafların TMK. 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davalı erkeğin kusur belirlemesi ve nafaka yönlerinden istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesince gerekçede çelişki bulunması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, dosya mahkemesine iade edilmiştir. Kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince yeniden verilen 07.06.2018 tarihli kararda boşanma davasının kesinleşmesinden bahisle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının tam kusuru nedeni ile tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafaka ve yargılama giderleri yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince kadının yoksulluk ve yargılama giderleri istinaf talebi kabul edilmiş sair talepleri ise esastan reddedilmiştir.

Davacı kadın tarafından bölge adliye mahkemesinin kusur belirlemesine yönelik esastan ret kararı temyiz edilmeyerek kadının boşanmaya dair olaylarda tamamen kusurlu olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi belirlemesi kesinleşmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m.175). Bu durumda, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi koşulları kusurlu olan davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.05.2019