Av. Zekiye Kuşgöz | KÖTÜ NİYET TAZMİNATI NEDİR?
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
17066
post-template-default,single,single-post,postid-17066,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

KÖTÜ NİYET TAZMİNATI NEDİR?

KÖTÜ NİYET TAZMİNATI NEDİR?

Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar sürelerine uyularak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi taktirde, fesih hakkı kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işverenin İş Yasası’nın 17. maddesi uyarınca bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır.

Yasaların yasaklamış olduğu özel durumlarda iş verenin işçiyi işten çıkarması kötü niyettir. Örneğin: Bayan işçinin hamile olduğu için işten çıkarılması ya da Geçerli olmayan fesih sebebi ile  işten çıkarmaya KÖTÜ NİYET Tazminatı doğmaktadır.Kötü niyet tazminatı, sadece iş güvencesi kapsamında olmayanlar içindir. İş güvencesi kapsamında olan işçilerin kötü niyet tazminatı isteme hakları yoktur.

4857 sayılı İş Yasası’nın 17. maddesinde Kötü niyet tazminatının hangi şartlarda kazanılabileceği açıklanmıştır.Buna göre:

1- 4857 sayılı İş Yasası’nın 18 ila 21. maddelerinde öngörülen ve iş hukuku literatüründe “iş güvencesi” olarak bilinen hükümler uyarınca, bu kapsamdaki işçilerin iş sözleşmelerinin kötü niyetli olarak feshedilmesi halinde fesih geçerli bir nedene dayanmamış olacağından, iş güvencesi hükümleri devreye girecek ve işe iade söz konusu olacaktır. denilebilir ki, işe iade ve iş güvencesi düzenlemesinin yürürlülüğe girmesi ile birlikte, “kötü niyet tazminatı” yalnızca iş güvencesi kapsamında olmayan işyerleri ve işçilerle sınırlı bir düzenleme konumuna gelmiştir.

2- 4857 sayılı İş Yasası’nın 17. maddesinin, “…… 18. maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir…….” hükmü bağlamında kötü niyet tazminatı sadece işçi tarafından talep edilebilecektir. Bildirim önellerine uyulmaması halinde ödenecek tazminatı işçi gibi işveren de talep etme hakkına sahip olmakla birlikte, kötü niyet tazminatın işveren tarafından talep edilebilmesi belirtilen yasal hüküm bağlamında mümkün görülmemektedir.

3- İş güvencesi kapsamında olan işçiler, yani işyerinde 30 kişiden veya daha fazla işçi çalışan işyerlerinde süresi belirli olmayan iş sözleşmeleri ile en az 6 ay çalışan işçiler, kötü niyet tazminatından yararlanamazlar. Kanun bu işçiler için yazılı ve geçerli sebep ihtiva eden fesih olmadıkça işine son verildiği takdirde işe iade ve bu işe iade kararına uyulmaması halinde de iş güvencesi tazminatı diyebileceğimiz bir tazminat öngörmüştür. Onlar, yani iş güvencesi kapsamında olanlar işe iade davası açabilecek ve işe iade kararına uyulmaması halinde de 4 – 8 aylık ücret tutarı kadar iş güvencesi tazminatı alabileceklerdir. Ayrıca kötü niyet tazminatı alma hakları yoktur. Ancak Yargıtay, bu yararlanamama durumunun yanında işçi lehine olarak, iş güvencesi tazminatının üst sınırdan hesaplanması gerektiği yönünde karar vermektedir.

İş güvencesi hükümlerine tabi olup da işe iade davası açmayan ve iş akdi kötü niyetli feshedilmiş olan işçi, ben işe iade davası hakkımdan yararlanmak istemiyorum, bunun yerine kötü niyet tazminatı hakkımdan yararlanmak istiyorum diyemez. İş güvencesine tabi işçi, geçerli sebep olmadan ya da yazılı fesihte bulunulmadan iş akdi feshedilmiş olduğu hallerde işe iade davası açmamışsa, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilmiş olduğu kabul edilir. Geçerli fesih sebebinin olması halinde de kötü niyetli feshin olamayacağı açıktır.

Ancak, İş güvencesi kapsamında olup da sehven (yasa hükmünü bilmemesinden ve haklı mazeretinin olmasından dolayı) 4857 sayılı İş Yasası’nın 20. maddesi hükümlerine göre, iş sözleşmesinin fesih bildirimi tebliği tarihinden itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içinde İş Mahkemesine dava açmayarak hakkını kullanmayan ve hakkı ortadan kalkan işçi kötü niyet tazminatı talebinde bulunabilir. 4857 sayılı İş Yasası’nın 17. maddesinde yer alan “….. 18. maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanun’un 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir…….” hükmü dikkate alındığında, 1 aylık hak düşürücü süre içinde İş Mahkemesine dava açmayan işçi İş Yasası’nın 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı dışında kalmış olacağından kötü niyet tazminatı talep edebilmesinin mümkün olabileceği düşünülmektedir.

4- Basın İş Yasasında kötü niyet tazminatı düzenlemesi olmadığından gazeteciler bu haktan yararlanamazlar. Deniz İş Yasasında İş Yasası paralelinde düzenleme olduğundan bu yasaya tabi gemi adamları kötü niyet tazminatı talebinde bulunabilirler.

5- 4857 sayılı İş Sözleşmesinin 11. maddesindeki usul ve esaslara göre yapılan süresi belirli iş sözleşmesi ile çalışmış olan işçiler 4857 sayılı İş Yasası’nın 17. maddesi hükümleri kapsamı içinde olmadıklarından kötü niyet tazminatı talep etme hakkına da sahip değildirler. Bu durumdaki işçilerin Borçlar Yasası’nın 325. maddesine göre dava açıp tazminat isteme hakları bulunmaktadır.

AVUKAT&ARABULUCU

ZEKİYE KUŞGÖZ