Av. Zekiye Kuşgöz | KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK İLAMLAR
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
16489
post-template-default,single,single-post,postid-16489,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK İLAMLAR

KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK İLAMLAR

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/27211
K. 2016/15863
T. 1.12.2016

• KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEYECEK İLAMLAR ( Taşınmazın Aynına Aile ve Şahsın Hukukuna Dair İlamlar Kesinleşmeden İcra Edilemeyeceği/Boşanma İlamı Aile Hukukuna Dair Olup Kesinleşmeden İcra Edilemeyeceği – Bu Konuya Dair Şikayetlerin Kamu Düzenine Dair Olması Nedeni ile Süresiz Olarak İcra Mahkemesi Önüne Getirilebileceği/Şikayetin Süreden Reddine Karar Verilemeyeceği )

• BOŞANMA İLAMINA İLİŞKİN HÜKÜMLERİN AİLE HUKUKUNA DAİR OLDUĞU ( Kesinleşmeden İcra Edilemeyeceği – Bu Konuya Dair Şikayetlerin Kamu Düzenine Dair Olması Nedeni ile Süresiz Olarak İcra Mahkemesi Önüne Getirilebileceği/Şikayetin Süreden Reddine Karar Verilemeyeceği )

• İŞTİRAK NAFAKASI ( Boşanma Hükmünün Fer’isi Mahiyetinde Olduğu/Talep Edilebilmesi İçin Hükmün Kesinleşmesi Gerektiği – Müşterek Çocuklar İçin İştirak Nafakasına Hükmedildiği ve İlamın Kesinleşmediği/Şikayetin Süreden Reddine Karar Verilemeyeceği )
4721/m.174
6100/m.Geç.3
1086/m.443

ÖZET : Taşınmazın aynına, aile ve şahsın hukukuna dair ilamlar kesinleşmeden icra edilemez. Boşanma ilamı, aile hukukuna dair olup, kesinleşmeden icra edilemez. Bu konuya dair şikayetler kamu düzenine dair olması nedeni ile süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir.
Şikayetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer’isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir. Müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Borçlu vekili takip dayanağı ilamın henüz kesinleşmediğini, takipte iştirak nafakası talep edildiğini, boşanma ilamı henüz kesinleşmeden iştirak nafakası talep edilemeyeceğini ileri sürerek icra emrinin iptalini istemiştir.
Mahkemece icra emrinin 08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük sürede şikayet başvurusunda bulunulmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir.

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
6100 Sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443. maddesine göre, taşınmazın aynına, aile ve şahsın hukukuna dair ilamlar kesinleşmeden icra edilemez. Boşanma ilamı, aile hukukuna dair olup, kesinleşmeden icra edilemez.
Bu konuya dair şikayetler kamu düzenine dair olması nedeni ile süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir. ( HGK’nun ….06.2000 tarih 2000/…-1002 s. )

Somut olayda, şikayetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer’isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir.
İcra takibinin dayanağı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/91 Esas 2010/98 Karar sayılı ilamında müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar tedbir nafakasının tahsili için ilamın kesinleşmesi gerekmez ise de dayanak ilamda iştirak nafakasına hükmedilmiş olup iştirak nafakası ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceğinden ilam kesinleşmeden takibe konu edilemez. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle Mahkeme kararının İİK’nun 366 ve 6100 Sayılı HMK’nun Geçici maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366 maddesi gereğince Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.