Av. Zekiye Kuşgöz | BOŞANMA DAVASINDA NAFAKA
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
16964
post-template-default,single,single-post,postid-16964,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

BOŞANMA DAVASINDA NAFAKA

BOŞANMA DAVASINDA NAFAKA

Nafaka Nedir?

Nafaka, kelime anlamı itibari ile geçimlik, geçinmek için gerekli olan iaşe şeklinde tanımlanabilir. Medeni Kanunda dört çeşit nafaka düzenlenmiştir:

  • Tedbir Nafakası: Boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra herhangi bir eşin veya ergin olmayan çocukların (18 yaşından küçük çocuklar) geçinmesini sağlamak üzere hükmedilen nafaka türüdür.
  • İştirak Nafakası: Boşanma davası neticesinde çocuğun velayeti kendisinde olmayan eş aleyhine çocuğun giderlerine katılmasını sağlamak üzere hükmedilen nafakadır.
  • Yoksulluk Nafakası: Evliliğin boşanma kararı ile bitmesi nedeniyle yoksulluğa düşecek eş lehine, diğer eş aleyhine hükmedilen nafakadır.
  • Yardım Nafakası: Yardım nafakasının boşanma davası veya evlilik ile bir ilişkisi yoktur. Bir kimsenin, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoy ve üstsoyu ile kardeşlerine ödediği nafaka çeşididir.

Boşanma Davasında Yoksulluk Nafakası

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf (eş), diğer taraftan (eşten) daha fazla kusurlu olmamak kaydı ile yoksulluk nafakası talep edebilir. (TMK m.175/1)

Yoksulluk nafakası talep edebilmenin ilk şartı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş olmaktır. Yargıtay, Yoksulluk kavramını her somut olaya göre farklı değerlendirmiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş içtihatlarında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olarak kabul edilmesi gerektiğini değerlendirmiştir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, somut olayın özelliğine göre nafaka alacaklısının dul ve yetim, yaşlılık maaşı alması, asgari ücret ile çalışması gibi durumlarında yoksulluğun ortadan kalkmayacağını kabul etmektedir. Tarafların sosyal ve mali durumları kişinin yoksulluğa düşüp düşmeyeceğini belirlemektedir.

Tarafların eşit kusurlu olması ya da nafaka borçlusunun hiç kusurunun olmaması durumunda bile hakim yoksulluk nafakasına hükmeder. Yoksulluk nafakasına hakim re’sen karar veremez. Nafaka alacaklısının mutlaka talep etmesi gerekir. Nihai karar verilene kadar talep edilebilir.

Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir. Ancak, Nafaka alacaklısının evlenmesi, Taraflardan birinin ölümü durumunda kendiliğinden; yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi başka birisi ile birlikte yaşama ve haysiyetsiz hayat sürme durumunda mahkeme kararı ile kaldırılabilir. (TMK m.176/2)

Yoksulluk nafakası boşanma davasında talep edilebildiği gibi evliliğin boşanma ile sona erdiren mahkeme kararının kesinleşmesinden sonraki bir yıl içinde de açılabilir. (TMK m.178) Bağımsız bir dava şeklinde açılan bu dava nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinde açılır.

Medeni Kanunun m. 176/3 göre hakim, tarafların istekleri halinde irat şeklinde ödenmesine karar verilen nafakanın ileriki yıllarda ne miktar arttırılacağını da kararında belirtebilir. Hakim, yoksulluk nafakasının, her yıl TEFE/TÜFE, DİE, Döviz Artış Kuru, Altın Fiyatları endeksine göre arttırılacağını kararında belirtmek sureti ile sonraki yıllarda ödenecek nafaka miktarını da belirlemiş olur. Yargıtay içtihatlarında uyarlama davalarında hükmedilecek yeni nafaka miktarının tarafların gelir ve giderlerinde olağanüstü bir değişiklik olmamış olması durumunda TUİK tarafından tespit edilen ÜFE artış oranını geçmemesi gerektiği belirtilmiştir. Yoksulluk nafakası alabilmek için evliliğin bir gün ya da bir saat bile sürmüş olması yeterlidir.

Boşanma davasında lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilen eş için yoksulluk nafakasına da hükmedilebilir. Yargıtay her iki kurumun hukuki nitelemesinin farklı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarına bakılmaksızın şartları varsa yoksulluk nafakasına da hükmedilmesi gerektiğini kabul etmektedir.

Nafaka şahsa bağlı bir haktır. Nafakadan önceden vazgeçilmesi ya da feragat edilmesi kesin hüküm oluşturmaz. Ayrıca bir dava açılarak talep edilebilir.

Boşanma Davasında Tedbir Nafakası

Boşanma ya da ayrılık davasının açılması ile birlikte taraflar ayrı yaşama hakkı kazanmaktadır. Ancak bu ayrı yaşama hakkı artık diğer eşe veya çocuklara yönelik bakım yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.

Boşanma davası devam ederken eşlerin bakımı, çocukların bakımı, barınması, çocukların kimin yanında kalacağı, eşlerden birinin diğerine ve çocukların geçimine ve bakımına ilişkin parasal katkının belirlenmesi konusundaki tedbirleri mahkeme hakimi kendiliğinden almak zorundadır.

İşte boşanma davasının açılmasıyla ayrı yaşama hakkı kazanan eşlerden, yoksulluğa düşme ihtimali bulunan diğer eşe, yine tedbiren velayeti kendisine verilen eşe, çocuklar yararına kullanmak üzere vermekle yükümlü tutulduğu parasal katkıdır.

Evlilik birliği esnasında yaşamış olduğu hayat standardı ile boşandıktan sonra standardın çok altına düşecekse çalışan eş yoksulluk nafakası talep edebilecektir. Ancak diğer eşle kusur oranının eşit olması ya da daha az kusurunun olması gerekmektedir. Maddi geliri olan eşin yoksulluk nafakası talep edebilecek koşulları taşıması halinde hakim yoksulluk nafakası ödenmesine karar verebilir.

Boşanma Davasında İştirak Nafakası

TMK. 182/2.maddesine göre; “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır”. Aynı yasanın 328/1. maddesine göre de; “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur” (TMK. 330/1).

İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.

Boşanma Davasında Nafaka  Nasıl Belirlenir?

Tedbir nafakasının miktarını hakim takdir edecektir. Ancak hakim bu takdir yetkisini kullanırken Medeni Kanunda belirtilen kriterleri dikkate almak zorundadır. Hakim eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına sağlayacak şekilde tedbir nafakasına hükmetmesi gerekir.

Tarafların iş hayatı, aldıkları ücret, sahip oldukları malvarlıkları, çocukların yaşı ve eğitim durumları, ortak konutun kirada olup olmaması, ortak konutu boşanma davası süresince kimin kullanacağı, yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım gibi ihtiyaçları nafaka borçlusunun mali gücü oranında hakim belli miktarda nafakaya hükmeder.

Çalışmayan Ya da Asgari Ücret Düzeyinde Gelir Elde Eden Tarafın Nafaka Yükümlülüğü

Mahkeme nafaka miktarını takdir ederken tarafların maddi durumlarını araştırarak belirlemektedir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumuna göre hakim nafaka miktarı belirler. Ancak nafaka yükümlüsünün işten çıkarılması, işsiz olması ya da asgari ücretle çalışıyor olması olması nafaka ödemeyeceği anlamına gelmemektedir. Hakim nafaka miktarını her iki tarafın maddi durumuna göre belirleyecektir. Çalışabilecek ve gelir elde edebilecek duruma olan, çalışmasına engel bir sağlık durumu olmayan herkes yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre takdir edilecek nafakayı ödeyecektir.

Nafaka Kararına İtiraz

Nafakanın kararı davanın içerisinde verilir fakat davanın açılma tarihinden itibaren hesaplanarak, ödeme yapılmasını hükmedilir. Mahkemenin belirlemiş olduğu bu nafakaya süresi dâhilinde itiraz edilebilir. Kişilerin öncesinde ya da sonrasında böyle bir hakları olmaktadır. İtiraz miktarın fazlalığına olursa nafakanın düşürülmesi talep edilir, hiç ödenmemesi isteniyorsa da komple nafaka ödenmesine itiraz edilir. Tedbir nafakasına itiraz yapıldıktan sonra, kararı yine hâkim verecektir.

Yoksulluk, iştirak nafakası adına verilen mahkeme kararına ise mahkemenin gerekçeli kararı tarafınıza tebliğ edilmesi ile itiraz süresi başlayacaktır. Nafakaya itiraz için gerekçeli kararın taraflara tebliğ etmesinden itibaren istinaf kanun yoluna başvurmak için iki haftalık süresi bulunmaktadır.

Nafaka Ödeme Yükümlülüğünün İhlal Edilmesi ve Hapis Cezası

İcra İflas Kanunu m.344’te nafakaya ilişkin mahkeme kararlarını yerine getirmeyen nafaka borçlusunun şikayet üzerine 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırıldığı düzenlemiştir.

Birikmiş nafaka alacağı dışındaki nafaka alacakları sıra cetvelinde 1. sırada yer alır.

Genel alacaklarda borçlunun muvafakat etmemesi durumunda ancak maaşın 1/4’ine haciz konulabilmektedir. Oysa nafaka alacaklarında aylık nafaka miktarının tamamı için borçlunun muvafakati aranmadan maaşa haciz konulabilmektedir.

Nafaka alacağı için genel alacaklardan farklı olarak emekli maaşına haciz konulabilir.

Kanun Koyucu nafakanın tahsili için özel hükümler ihdas etmiştir. Bu şekilde nafakanın kolay ve en kısa yoldan tahsilini amaçlamaktadır.

Nafaka Ödemekten Nasıl Kurtulurum?

Nafaka sorumluluğunun son bulması, nafakanın çeşidine göre değişmektedir.

İştirak nafakasında, müşterek çocuk adına on sekiz yaşına kadar ödenen nafaka türüdür. Çocuk, on sekiz yaşına girdiği zaman iştirak nafakası ödeme yükümlüsü olan tarafın sorumluluğu sona erer.

Ancak on sekiz yaşına giren çocuk,  eğitim ve masraflarının ödenmesi talebiyle yardım nafakası davası açabilir.

Yine lehine iştirak nafakasına hükmedilen taraf, nafakadan feragat ederse sorumluluk sona erecektir.

Yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğü ise aşağıdaki hallerde sona erecektir:

Nafaka alacaklısı olan taraf yeniden  evlenir ya da evlenmeden başka bir kişi ile birlikte yaşamaya başlar ise, nafaka yükümlüsü Aile Mahkemesi’nde dava açarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir.

Yine nafaka alacaklısının ölümü halinde de nafaka sorumluluğu  kendiliğinden sona erer.

Nafaka alacaklısı taraf  bir işte çalışmaya başlamış ve yoksulluk durumu ortadan kalkmış ise nafaka yükümlüsü Aile Mahkemesi’nde dava açarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir.

Ağır Kusurlu Eşe Yoksulluk Nafakası Verilemez

Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı dayalı (kadın)’ın ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemez ( md. 175). Bu yön nazara alınmadan davacı-karşı davalı (kadın) yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 2.HD – Karar: 2014/24491).

Bir başka erkekle evli olmaksızın birlikte yaşayan kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmadığı halde yoksulluk nafakası ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 169 . maddesi koşulları oluşmadığı halde tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir (Yargıtay 2. HD – Karar: 2014/14938).