Av. Zekiye Kuşgöz | BOŞANMA DAVASINDA TARAFLARIN EŞİT KUSURU
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
17034
post-template-default,single,single-post,postid-17034,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

BOŞANMA DAVASINDA TARAFLARIN EŞİT KUSURU

BOŞANMA DAVASINDA TARAFLARIN EŞİT KUSURU

YARGITAY KARARLARI

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/6119 K. 2019/12832 T. 26.12.2019

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; erkeğin kabul edilen davasıkusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile erkek yararına hükmolunan tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-)İlk derece mahkemesince kadının, eşinin önceki evliliği ile ilk evliliğinden olan çocukları ve para ile ilgili hususlarda anlayış göstermediği, erkeğin ise eşinin annesine bakması hususunda anlayış göstermediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hükmün davacı-davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisinin tazminat taleplerinin reddi, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisinin manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi davacı-davalı erkeğin kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönünden istinaf taleplerini kabul etmiş, kadının istinaf talepleri ile erkeğin sair istinaf taleplerini esastan reddetmiş, tarafların ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında kadının “Erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği, eski eşi ve çocuklarıyla ilgili ithamlarda bulunduğu, kadının bu nedenle boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunu” belirterek erkek yararına 15.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; bölge adliye mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen “Erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği, eski eşi ve çocuklarıyla ilgili ithamlarda bulunduğu” vakıasına yönelik tanık beyanlarının soyut, duyuma dayalı, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu anlaşılmaktadır. İspat edilemeyen vakıalar taraflara kusur olarak yüklenemez. Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda, ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre taraflar eşit kusurludur. Bu durum gözetilmeden davalı-davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3-)Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nu 174/1-2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davacı-davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 26.12.2019

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/5121 K. 2019/12530 T. 19.12.2019

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından tazminatların miktarı ve velayet yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise her iki boşanma davası ve fer’ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-)İlk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkek tam kusurlu bulunarak erkeğin boşanma davasının reddine, kadının karşı boşanma davasının kabulüne ve boşanmanın fer’ilerine karar verilmiş, davacı-karşı davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, bölge adliye mahkemesince erkeğe isnat edilip ispatlanmış af kapsamına girmeyen herhangi bir maddi vakıa olmadığı, kadının ise dava tarihinden dört gün önce erkeği bıçakla yaraladığının sabit olduğu, kadının tam kusurlu, erkeğin ise kusursuz olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının davasının reddine ve velayeti anneye verilen ortak çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakasının reddine, erkek lehine 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata karar verilmiş, istinaf kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede; davalı-karşı davacı kadının dilekçesinde şiddet vakıasına dayandığı, kadının tanıklarından Keziban ve Sezen’in beyanlarına göre erkeğin kadına şiddet uyguladığı sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3-)Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davacı-karşı davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

4-)Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175). Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu halde, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.,3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2019