Av. Zekiye Kuşgöz | DAİN-İ MÜRTEHİN BANKANIN DAVAYA MUVAFAKATI
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
17055
post-template-default,single,single-post,postid-17055,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

DAİN-İ MÜRTEHİN BANKANIN DAVAYA MUVAFAKATI

DAİN-İ MÜRTEHİN BANKANIN DAVAYA MUVAFAKATI

T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ

E. 2018/6053 K. 2020/42 T. 27.1.2020

DAVA : Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin eşi … ‘ın 07.12.2015 tarihinde vefat ettiğini, eşinin 17.08.2012 tarihinde … Bankası … Şubesinden kullanmış olduğu kredi nedeniyle hayat sigortası yapıldığını, vefatına kadar ödemelerin düzenli olduğunu, vefat nedeniyle 21.12.2015 vade tarihli kredi taksidinin ödenemediğini ve 22.08.2022 tarihine kadarki aylara ait kredi taksitlerinin ödenemeyeceğini, kredi alacaklısı banka tarafından icra takibi başlatıldığını, eşinin kalp krizinden vefat ettiğini, sigorta şirketi tarafından hayat sigortası kapsamında kalan bakiye kredi borcunun ödenmesi gerektiğini iddia ederek vefat teminatı olarak verilen sigorta tazminatının davalıdan ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dain-i mürtehin olarak sigorta bedelinin tamamı üzerinde hak sahibinin banka olduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddini istemiştir.

Mahkemece, dain-i mürtehin banka tarafından muvafakat verilmediğinden davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen EK-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2018 yılı için 47.530,00 TL’dir.

Davacı bakımından temyize konu edilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin, (dilekçesinin) REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine 27/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ

E. 2018/6202 K. 2019/12458 T. 25.12.2019

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, sigortalının vefatı anındaki geçerli olan tazminat miktarının tespiti ile banka kredi borcunun sigorta tarafından faiziyle birlikte kapatılmasını ve fazlaya ilişkin hayat sigortası var ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre poliçenin dain-i mürtehini olan dava dışı İş Bankası tarafından muvafakatname talep edildiği, İş Bankası tarafından davaya muvafakat verilmediğinin anlaşılmasına göre davacıların aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

1-)Dava, hayat sigortası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.

Somut uyuşmazlıkta, sigorta poliçelerinin dava dışı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, kredi borcu ödenmemiş ise sigorta bedelini talep hakkı öncelikle dava dışı bankaya ait olup, ancak artan kısım varsa davacıların bunu istemesi mümkündür. Karar tarihinden sonra İş Bankası AŞ tarafından verilen yazıda banka borcunun tahsil ve tasfiye edildiği bildirilmiştir. Kredi borcunun tahsil ve tasfiye edilmesi sebebi ile davacıların işbu davayı açmaya hakları olduğu anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

2-)Davanın da Tüketici Mahkemesi sıfatı ile açıldığı, dava tarihinde davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu değerlendirilmeksizin mahkemece davaya Asliye Hukuk sıfatı ile bakılması da doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 25/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.