Av. Zekiye Kuşgöz | İçtihatlar
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
264
archive,paged,category,category-ictihatlar,category-264,paged-5,category-paged-5,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

İçtihatlar

ÖZET : Davacı, satın aldığı aracın ayıplı olduğunu belirterek, ödediği satış bedeli ile birlikte bu nedenle uğradığı zararlar ve yapmış olduğu masrafların tahsilini talep etmiştir. Aracın aynı arızanın ikiden fazla tekrar etmesi, gerekse “sağa çekme” sorunu nedeniyle araç muayenesinin de onaylanmaması karşısında, söz konusu arızanın halen dahi devam ettiği görülmekle, davacı tüketicinin az yukarıda değinilen 4822 sayılı Yasanın 4. maddesindeki seçimlik haklardan biri olan “bedel iadesi” ne ilişkin talebinde haklı olduğunun kabulü ile, davadaki diğer talepleri de değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Tescil talebinin reddi işleminin iptali için açılan davada Danıştay, mevzuat hükümlerine göre hacizli bir aracın satışının yasaklanmadığını, ancak haciz koyduran alacaklıların korunması amacıyla aracın hacizli olarak satılıp haciz şerhleriyle birlikte tescil edilebileceğini ifade ederek; dava konusu olayda da davacının aracı aldığı tarihten sonra araç üzerine eski malik adına işlenen haciz şerhlerinin tescile engel olmayacağına, araç üzerindeki hacizlerle birlikte trafik tescil kaydının yapılması gerektiğine karar vermiştir....

KREDİ KARTININ ÇALINMASI VE HAKSIZ KULLANILMASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Kişisel Bilgilerin Kötü Niyetli Üçüncü Kişi Tarafından Ele Geçirilerek İnternet Üzerinden Yapılan Harcamaya Onay Veren Bankanın Sorumluluğunun Gerektiği - Bankanın Uzun Süredir Kullanılmayan Kredi Kartından Peş Peşe Gerçekleştirilen Harcamaların Kart Hesabından Ödenmesine Onay Vermesinin Sorumluluğunu Gerektirmesi/Bankanın Kart Hamilinin Zararın Oluşmasında Şifre veya Korunması Gereken Bilgileri Özenle Korumadığına Dair Delil İbraz Etmediği/Bankanın Kart Hamilinin İnternet Bankacılığı Kullandığına Dair Delil Sunmadığı )...

Hal böyle olunca somut olayda davacının davası, yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Bu sebeple mahkemece bu yönde araştırma ve inceleme yapılması gerekirken davanın muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak kabul edilip davalılar arasındaki satış işleminde muvazaa bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine dair olduğunun kabulüyle davacı ve davalılardan buna dair delillerinin sorulması, davacı tarafından açıldığı bildirilen hasımlı veraset ilamının iptali davasının sonucunun beklenilmesi ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır....

1-Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’2.613,68’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak ‘’2.394,12’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine eksik maddi tazminata hükmolunması, 2-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması,...

Sigorta şirketleri tüketiciler ile sözleşme yaparken her ne kadar hastalıklar ve bildirim yükümlülükleri ile ilgili yeterli bilgiyi vermese de, vefat durumunda bunu lehine kullanarak hastalıkların gizlendiği gerekçesi ile mirasçılara vefat tazminatı ödemekten kaçınmaktadır. Bu hususta Tüketici Mahkemeleri'nde açılan davalarda sözleşmeyi imzalatan bankanın müşterisini aydınlatma yükümlüğünü yerine getirip getirmediği, murisin bir kastla hareket edip etmediği ve en önemlisi de sigorta şirketinin gizlendiğini iddia ettiği hastalık ile ölüm nedeni arasında bir illiyet bağının var olup olmadığı araştırılmaktadır. Murisin vefatına neden olan hastalıkla sigorta şirketinin gizlendiğini bildirdiği hastalık arasında bir bağlantı olmadığı bilirkişi raporları ile ortaya konulduğundan tüketiciler lehine sonuçlanan davaların sayısı da oldukça fazladır....

Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar bedelinin de davalıdan tahsilini talep etmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1. maddesi motorlu araç kazalarından doğan tazminat istemlerinin iki yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise eylemin suç teşkil etmesi durumunda ceza zamanaşımının uygulanacağı öngörülmüştür.Kaza tespit tutanağına göre kaza yaralamalı kaza olup ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı dikkate alınmadan davacı aracında meydana gelen hasar bedeli yönünden de davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....